banner238

banner228

banner220

banner245

banner246

banner247

banner314
27 Nisan 2024 Cumartesi

CEM YILMAZ 51 OLDU HİÇ BU YAŞA GELECEĞİM AKLIMA GELMEMİŞTİ

Dış politikada öncelik istikrar ve insani yardım

Türk dış politikası bağlamında konjonktürel gelişmeler ve dış politika adımları incelendiğinde özellikle 2000 sonrasında değişen yaklaşımlar görülmektedir.

17 Şubat 2024 Cumartesi 12:26
Dış politikada öncelik istikrar ve insani yardım
banner264
Dış politikada öncelik istikrar ve insani yardım

Türk dış politikası bağlamında konjonktürel gelişmeler ve dış politika adımları incelendiğinde özellikle 2000 sonrasında değişen yaklaşımlar görülmektedir. Türkiye'nin istikrar ve insani yardım bağlamında dış politikasını belirlemesi, özellikle Soğuk Savaş döneminin sona erdiği gerçekliğinin kabulünün, diğer bölgesel ve küresel aktörler tarafından da görülmesi açısından önemlidir.

Neon

Uluslararası ilişkiler alanında dış politikanın şekillenmesinde artık klişe haline gelen ancak rasyonel olarak düşünülen "daimi dostluk ve düşmanlık" olmadığı ve olmayacağı yaklaşımı sorgulanmaktadır. Bu durum esasında sistemin yapısı ve hareketliliğine göre şekillenir. Çünkü konjoktürel gelişmeler ve alanın var olan canlı yapısı duygulardan bağımsız bir dış politikanın olmayacağını da zaman zaman göstermektedir. Türk dış politikası ekseninde konuya yaklaştığımızda da süreç bu minvalde değerlendirilmelidir. Özellikle son 30 yıl incelendiğinde Türkiye'nin jeopolitik ve stratejik konumu bağlamında çatışma ve savaş alanlarının merkezinde kaldığı görülmektedir. Bu nedenle de Türkiye'nin dış politikasında atacağı adımlar ve alacağı kararlar diğer pek çok devletten farklı bir gerçeklik üzerinden ilerlemektedir.


BEYLİKDÜZÜ PORSCHE SERVİS

Uluslararası sistemin güvenlik, işbirliği, tehdit, aktör vb pek çok alan ve kavramı sürekli yeni durumlara uyum sağlamaktadır. Bu bağlamda canlı bir yapı içinde aktörlerin davranışları da değişmektedir. Özellikle Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile yenilenen bir uluslararası düzen ve sistem yaklaşımı söz konusudur. Fakat yaklaşık 30 yılı aşkın süredir Soğuk Savaş söylem ve yaklaşımları ile devam eden aktörlerin adımları da dış politika alanlarında sınırlılıklar üzerine kurulu bir sorunsal da yaratmaktadır. Tıpkı Rusya-Ukrayna Savaşında yaşanan Batı'nın tutumu gibi. Bu durum Yeni Soğuk Savaş söylemleri içinde NATO genişlemesinin ve küresel tehdit algılarının tek aktör temelli okunmasını karşımıza çıkarmaktadır. Elbette bu süreç de ABD seçimlerine bağlı olarak değişim gösterecek ya da göstermeyecek beklentilerine bağlı hale gelmiştir.

2000 SONRASINDA DEĞİŞEN YAKLAŞIMLAR
Türk dış politikası bağlamında konjonktürel gelişmeler ve dış politika adımları incelendiğinde özellikle 2000 sonrasında değişen yaklaşımlar görülmektedir. İstikrar ve insani yardım bağlamında Türkiye'nin dış politikasını belirlemesi özellikle Soğuk Savaş döneminin sona erdiği gerçekliği kabulünün, diğer bölgesel ve küresel aktörler tarafından da görülmesi açısından önemlidir. Bu noktada karşımıza çıkan son güncel iki örnek söz konusudur. Rusya-Ukrayna Savaşı ve İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği insanlık, uluslararası hukuk ve sistem karşısında devam ettirdiği operasyonlar. Nitekim özellikle dış politik yaklaşımların belirlenmesinde Türkiye, Rusya ve Ukrayna ile olan temasları sürecinde tavrını her iki aktör ile devam ettirdiği kesintisiz ilişkileri ile ortaya koymaktadır. Rusya'ya karşı uygulanan Batı yaptırımlarına katılmayan Türkiye, Ukrayna konusunda uluslararası hukuk bağlamında çağrı ve yaklaşımını net şekilde ortaya koymuş ve bölgede arabulucu girişimleri ile öne çıkmıştır. Öte yandan İsrail'in gerçekleştirdiği operasyonlar bağlamında da sürecin başından bu yana insan merkezli bir yaklaşım ile İsrail'in eylemleri kınanmış ve uluslararası kamuoyunun ve aktörlerin konuya dâhil olarak bölgede devam eden İsrail eylemlerinin durdurulması için girişimlerde bulunulmuştur.

12 YIL ARANIN ARDINDAN TARİHİ ADIM
Türkiye'nin Mısır ile olan ilişkileri tarihsel olarak rekabeti ve işbirliğini içinde barındıran bir yapıdadır. Her iki aktör de bölgesel güç odağıdır ve dış politika ekseninde inişli çıkışlı ilişkiler geçmişine sahiptir. Arap Baharı ile Orta Doğu coğrafyasında yaşanan değişimler bölgeyi olduğu kadar küresel anlamda sistemi de etkilemiştir. Bu bağlamda Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkilerin de dinamikleri değişmiştir. 14 Şubat'ta gerçekleşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sissi ile olan görüşmesi Türkiye ve Mısır ilişkileri açısından önemli bir adım olmuştur. Bu görüşme ile 12 yıldır iki ülke arasında yaşanan gerilimli sürecin yerini yeni işbirliklerine doğru bıraktığının bir sinyali de verilmiştir. Nitekim iki ülke arasındaki yumuşama bir anda ortaya çıkmamıştır. Özellikle ticari alandaki ilişkiler unutulmamalıdır. Siyasi ilişkiler bozulmuş olsa da, ekonomik ilişkiler devam etmiştir. Mısır, Türkiye'nin Afrika'daki en büyük ticaret ortağı konumunda kalmıştır.

Özellikle Dünya Kupası'nda bir araya gelen iki lider ilişkilerin yönünün değişeceğine dair sinyaller vermişti. Temmuz 2023'te karşılıklı olarak büyükelçi atanması ile süreç devam etmiştir. Bu hafta gerçekleşen görüşmede ise öne çıkan iki temel başlık ele alınmalıdır. Biri, insani olarak tarafların işbirliği sağlama noktasında verdikleri mesaj ve sürecin başından bu yana ortaklıklarını bozmadıkları Gazze konusudur. İkincisi ise bölgesel istikrar ve güç kapsamında Doğu Akdeniz konusudur.

GAZZE'DE AKAN KANIN DURMASI
İki ülke arasında en temel gündem şüphesiz 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in, Gazze'de gerçekleştirdiği eylemlerdir. Mısır özellikle bölgede yaşanan süreçte insani yardımların odağıdır. Bu kapsamda Türkiye, Mısır ile sürecin başından bu yana işbirliği içinde bölgeye yardım sağlamaktadır. Gazze'de gerçekleşen İsrail saldırılarının sivilleri hedef alması bölgede insanların güvenli alan olarak görebilecekleri bir alan kalmadığını da ortaya koymaktadır. Türkiye'nin ve Mısır'ın sürecin başından bu yana İsrail'e karşı tutumları ortadadır. Ayrıca ateşkes ve insani ara gibi girişimlerde her iki devletin de yer alması gerekliliği sürekli olarak öne çıkan bir durumdur. Bu açıdan iki ülkenin İsrail konusunda ortak adım atması bölgede dengeler açısından önemlidir. Keza gerçekleşen bu ziyaretin İsrail'in, Refah kentine saldırı başlattığı bir dönemde olması da önemlidir. Buradan çıkacak karar ve işbirliği bölgede sivil kaybını sonlandırma ve kalıcı bir ateşkes sağlanması noktasında umutları artırmaktadır. Çünkü sürecin başından bu yana Türkiye özelikle İsrail'in durdurulması için mekik diplomasisi ile bölge ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülke ile görüşmelerine ara vermemiştir. Nitekim görüşme akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de akan kanın durması" için Mısır ile işbirliğine dikkat çekmiştir.

DOĞU AKDENİZ VE ENERJİ
İki ülke arasında ilişkilerin yönünü ve bölgesel gücü ortaya koyacak bir diğer konu Doğu Akdeniz meselesidir. Bugün küresel anlamda tüm devletlerin ilgilerinin bölgeye kayması özellikle hidrokarbon yataklarının keşfi noktasında önem kazanmıştır. Bölgenin tarihsel olarak stratejik önemi yanı sıra enerji kaynaklarının keşfi dinamikleri bir kez daha hareketlendirmiştir. Bugün en küçük bir sorunda Akdeniz bölgesine ABD başta olmak üzere pek çok ülke savaş gemisi gönderme yoluna girmektedir ki İsrail'in başlattığı Gazze operasyonu bağlamında bu en somut örnektir.

Nitekim bölgede Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum kesiminin özellikle hidrokarbon arama ve buna ilişkin hak ihlalleri konusunda Türkiye 2019 yılında Libya ile imzaladığı Akdeniz'de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Antlaşması ile büyük bir adım atmıştır. O dönemde bu antlaşma BM'nin onaylamasına rağmen Avrupa Birliği, Yunanistan, GKRY ve Mısır tarafından eleştirilmiş ve tepki çekmiştir. Hâlbuki deniz yetki alanlarının sınırlandırılması bölgede hidrokarbon aramanın yanı sıra hak ihlallerinin önlenmesi ve egemenlik bağlamında önemli bir durumdur. Bu noktada Türkiye ve Libya arasında var olan bu anlaşmanın benzerinin Mısır ile yapılmasının bölgedeki dengeleri değiştireceği aşikârdır. Ancak özellikle Libya'da var olan iç politik süreç düşünüldüğünde bu girişim için erken bir değerlendirme yapmak Mısır-Türkiye ilişkileri açısından kısa vadede mümkün olmasa da umut vardır.

beylikdüzü - beylikdüzü keman - beylikdüzü piyano - beylikdüzü bale - beylikdüzü müzik merkezi - modern sanatlar akademisi - beylikdüzü sanat
BEYLİKDÜZÜ müzik

Bu habere yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    HAVA DURUMU
    Görüntülemek istediğiniz ili seçiniz:
    banner230
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    ARŞİV